7 Mayıs 2015 Perşembe

Çağrımızdır!


Bir çoğumuz Gezi Direnişi'nden beri kameralarımızla, fotoğraf makinelerimizle sokaklarda; halka uygulanan her türlü şiddeti ve haksızlığı görüntülüyoruz. Biz sokaktaki kameraların çoğalmasının hukuki olarak bize faydasını, Ethem'in, Ali İsmail'in, Nihat Kazanhan'ın, Barış'ın davasında gördük. Kayıt altına alamadığımızda karartılan delilleri Abdocan'ın mahkemesinden biliyoruz.
Sokağa vicdanı ile çıkan her kamera, karartılmak istenen gerçekleri ortaya çıkartmada önemli bir araç haline gelirken; kayıt ve kanıt, cezasızlıkla mücadele şekline dönüşmüştür. 

Çağrımızdır!  

Sokakta, Evde, Okulda, İşyerinde, Otobüste, Metroda...
Yürürken, Koşarken, Konuşurken, Eylemdeyken, Otururken, Dersteyken, Çalışırken...
Tanık olduğunuz ya da maruz kaldığınız
kötü muameleyi, hakareti, şiddeti, haksızlığı
görüntülemeye, kaydetmeye ve bizimle paylaşmaya çağırıyoruz.

Her türlü haksızlığa ve şiddete karşı dayanışmayı büyütmek için...
Görüntüle, kaydet, gönder...
Paylaşalım, yaygınlaştıralım...

ankaraozgurhaberplatformu@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÇGD : "Can Dündar’a Yapılan Tehdit Tüm Gazetecileredir. Reddediyoruz."


01 Haziran 2015 Pazartesi

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı, Can Dündar'a yapılan saldırıyı ve bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yöneltilen tehditleri kınadı.

Ahmet Abakay bugün yaptğı açıklamasında "Ne yapacak? Vurdurtacak mı? Cezaevine mi attıracak? Mahkum mu ettirecek?" diyerek eleştirdiği yürütmenin başı Erdoğan'ı sorumsuzca davranmak ve suça azmettirmekle suçlarken bu tehditlerin sadece Dündar'a değil tüm özgür basına geldiğinin altını çizdi.

Ayrıca Can Dündar tarafından yapılan haberin doğruluğunu bizzat Erdoğan'ın da onayladığını hatırlatan Abakay, Dündar'ın yapmış olduğu haberin altına özgür basının bir üyesi ve bağımsız bir gazeteci olarak kendisinin de imza atmaktan çekinmeyeceğini vurguladı.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay’ın açıklaması:

"Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan, yakalanan Mit tır’larında silah bulunduğunu belgeleyen haberi yayınladığı için Cumhuriyet gazetesini ve haberi yapan Genel yayın Yönetmeni Can Dündar’ı TV ekranlarında açıkça tehdit etmiştir. “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecektir, öyle bırakmam onu” demiştir.

Bu haberi yapan kişiyi cezalandıracağını söylüyor.

Ne yapacak?

Vurduracak mı? cezaevine mi attıracak? Mahkum mu ettirecek?

Bu açıklama davayı yürütecek mahkemeye, yargıçlara talimat mıdır? Onlara da tehdit midir? Son olarak Hrant Dink cinayetinde görüldüğü gibi, Türkiye çok sayıda gazetecinin, yazarın öldürüldüğü, bunların hiçbirinin gerçek katillerinin bulunmadığı, suçluların parmak izlerinin davlet içinde kaybeldildiği biliniyor.

Cumhurbaşkanı derhal bu sözünü geri almalıdır. Bunu reddediyoruz. Linç kültürünün egemen olduğu ülkemizde bu sözlerin, bu talimatın gereğini yerine getirmeye hazır çok sayıda meczubun, yandaşın olduğu biliniyor. Bu sözlerin ağır sonuçlar doğuracak , suça azmettirme eylemi olduğunu hatırlatmak isteriz.

Bu tehdit, Can Dündar arkadaşımızla birlikte tüm özgür basınadır. Bağımsız gazetecileredir. Can’ın haberinin altına ben de imzamı koyuyorum. Çünkü haber doğrudur.Doğruluğuna zaten RTE de itiraz etmiyor."

- VU/İnadına Haber / 01 Haziran 2015 Pazartesi -

Metal Grevi'nde Daralan Hükümet'ten Basına Ve İşçilere Gözaltı


Metal Grevi'nde Daralan Hükümet'ten Basına Ve İşçilere Gözaltı


Dün gerçekleştirilen operasyonda aralarında Kızıl Bayrak yazı işleri müdürü ve Metal İşçileri Birliği'ne bağlı işçilerin bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı.

Haftalardır büyüyerek devam eden metal işçilerinin grevi hükümeti çaresiz bıraktı. Bursa'da başlayan, ardından yayılarak en son dün de Ankara'ya ulaşan ve sayıları onbini aşkın metal işçisinin iş bıraktığı eylemler sürerken hükümet, Türk Metal Sendikası çalışanları ve işçilerin arasına sızdırılan emniyet istihbarat personelinin provokasyon ve grev kırma faaliyetleri sonuçsuz kalınca son hamle olarak gözaltılara başladı.

Mayıs ayı başında metal işçileriyle röportaj yapmak ve mücadelelerini kamuoyuna duyurmak amacıyla Bursa'ya giden ancak 5 Mayıs günü Türk Metal Sendikası çalışanlarının saldırısına uğrayan Kızıl Bayrak yazı işleri müdürü Tayfun Altıntaş dün gözaltına alındı.

Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen operasyonunda Altıntaş'ın yanısıra Metal İşçileri Birliği üyelerinin de arasında olduğu 10 kişi gözaltına alındı.

“Provokatörlük yapmak için şehir dışından gelerek sosyal paylaşım siteleri üzerinden işçileri kışkırtmak” suçlamasıyla gözaltına alınanlardan birinin gazeteci, diğerlerinin ise işçi oldukları dikkat çekerken yapılan bu son hamle, operasyonun amacının bir 'kamu güvenliği hizmeti'nden çok 'işveren güvenliği ve halkın haber alma hakkının engellenmesi operasyonu' olarak yorumlandı.

Anadolu Ajansı Yine Hazır Metin Yayınladı

Gözaltı operasyonu AA tarafından tüm basın kuruluşlarına "Bursa TEM Şube tarafından yürütülen araştırma sonucunda işçilerin iş bırakma eyleminin 'şehrin dışından gelen kişiler tarafında yönlendirildiğinin belirlendiği', gözaltında alınan biri kadın 10 kişinin “oluşan toplumsal kaos ortamından istifadeyle örgütsel tabanlarını genişletme amacı taşıdıkları” şeklinde duyuruldu.
AA aracılığıyla servis edilen haberin devamında ise "gözaltına alınanların sosyal paylaşım ağı üzerinde kurdukları Metal İşçileri Birliği (MİB) ile Kızılbayrak üzerinden yaptıkları yayınlar ve oluşturdukları Fabrikalar Arası Kurul (FAK) toplantılarında alınan kararlarla gerçekleştirdikleri, 'Silahlı Türkiye Kominist Partisi Terör Örgütü'ne üye olmak' iddiasıyla mahkemeye sevk edilecekleri" iddiaları yer aldı.

"Amaç, Direnişi Ezmek, Onbinlerin İradesini Hiçe Saymak..."


Operasyonun ardından Kızıl Bayrak gazetesinin yaptığı açıklamada ise operasyonun asıl amacının, metal işçisinin öncüleriyle olan bağını koparmak, onun mücadelesinin açığa çıkardığı devrimci gerçeklerin işçi ve emekçilere ulaşmasını engellemek ve nihayetinde metal işçisinin direnişini boğmak olduğu belirtildi. Yapılan açıklamada 20 bine yakın metal işçisinin şalterleri indirip üretimi durdurduğu bir evrede yaşanan polis operasyonunun hedefinin belli olduğunun altı çizildi ve bu gözaltıların, MESS ile onun sadık hizmetkarı Türk Metal çetesinin on yıllardır baskı ve zorbalıkla ayakta tuttuğu kölelik düzenine karşı ayağa kalkan metal işçisinin bu büyük direnişini ezebilmek için, sermaye devleti ve polisi tarafından yine sermayenin talimatıyla, metal işçisinin sesini kesmek ve soluğunu tıkamak amacıyla yapıldığı vurgulandı.

- VU/İnadına Haber / 21 Mayıs 2015 -

Kızıl Bayrak tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

"Metal işçisinin sesini-soluğunu kesemezsiniz!

 Haftalardır gazetemizi ve 20 yılı aşkın süredir büyük bir kararlılıkla sürdürdüğümüz mücadele geleneğini hedef alan tehdit ve karalamaların ardından bu sabah aralarında yazı işleri müdürümüz Tayfun Altıntaş’ın da bulunduğu 10 kişinin gözaltına alındığı polis operasyonu, defalarca kez benzer saldırıların hedefi olan gazetemizi şaşırtmadı.

MESS ve onun sadık hizmetkarı Türk Metal çetesinin on yıllardır baskı ve zorbalıkla ayakta tuttuğu kölelik düzenine karşı ayağa kalkan metal işçisinin büyük direnişini ezmenin metal işçisinin sesini kesmek, soluğunu tıkamak olduğunu bilen sermaye devleti ve onun polisi, efendisi sermayenin talimatını yerine getirerek devrimci işçiler ve gazetemizin yazı işleri müdürü Tayfun Altıntaş’ı metal direnişinin kalbi olan Bursa’da düzenlediği ev baskınlarıyla gözaltına aldı. Bir süredir metal direnişindeki gelişmeleri takip etmek üzere Bursa’da bulunan yazı işleri müdürümüz Tayfun Altıntaş, yüzlerce metal işçisinin toplu istifa için buluştuğu 5 Mayıs’ta Türk Metal çetesinin adamlarının saldırısına uğrayarak yaralanmıştı.

20 bine yakın metal işçisinin şalterleri indirip üretimi durdurduğu bir evrede yaşanan polis operasyonunun amacı bellidir. Amaç; metal işçisinin öncüleriyle olan bağını koparmak, onun mücadelesinin açığa çıkardığı devrimci gerçeklerin işçi ve emekçilere ulaşmasını engellemek ve nihayetinde metal işçisinin direnişini boğmaktır.

Bu sabah saatlerinde Bursa’da gerçekleşen polis operasyonunda gazetemizin yazı işleri müdürü Tayfun Altıntaş gözaltına alınması, MESS ve Türk Metal çetesinin haftalardır sürdürdüğü kara propaganda ve hedef göstermelerin ardından tesadüf değildir.

Yazı işleri müdürümüzün de aralarında bulunduğu 9 kişinin gözaltına alındığı polis operasyonuna gerekçe olarak sunulan “Şüphelilerin eylemlerini, sosyal paylaşım ağı üzerinde kurdukları Metal İşçileri Birliği (MİB) isimli grup ile Kızılbayrak adlı dergi üzerinden yaptıkları yayınlar ve oluşturdukları Fabrikalar Arası Kurul (FAK) toplantılarında alınan kararlarla gerçekleştirdikleri” ifadeleri operasyonun arkasında yatan gerçeklerin yalın bir özetidir.

Bir kez daha altını kalın harflerle çizerek söylüyoruz. Bu mücadelenin sesi-soluğu olan metal işçisinin Kızıl Bayrak’ını teslim alıp susturabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Hukuksuz, keyfi ve zorbaca girişimlerinize ve saldırılarınıza son verin, gazetemizin yazı işleri müdürü Tayfun Altıntaş’ı derhal serbest bırakın!

Tayfun Altıntaş derhal serbest bırakılsın! Devrimci basın susturulamaz!"